Selam! Bir yandan çok öfkeli, bir yandan da zaman zaman çaresiz hissettiğimiz bu dönemde toplumsal cinsiyet ve cinsellik temelli şiddete karşı nasıl mücadele edebileceğimize odaklanmak istiyoruz. Sebuka’nın kurucusu Avukat Aslı Karataş ile bu konu hakkında yaptığımız röportajı tekrar gündeme getirirken, tabukamu olarak ayrımcılık ve şiddetin her türlüsüne karşı duruyoruz.
bu sayıda neler var?
📔 tabukamu sözlük: Bu haftanın konuları özelinde sözlüğümüzü aralıyoruz.
❌ toplumsal cinsiyet temelli şiddet nedir?: Cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, cinsiyet ifadesi veya beden özelliklerine dayanarak gerçekleşen şiddetin, toplumsal cinsiyet rolleriyle ilişkisine bakıyoruz.
✊ İstanbul Sözleşmesi’ni neden unutmamalıyız?: 2021 yılında Türkiye tarafından tek taraflı olarak feshedilen İstanbul Sözleşmesi’nin neden önemli olduğundan bahsediyor, sözleşmenin tekrar yürürlüğe girmesini talep etmek hakkımız diyoruz.
⚖️ toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı ne yapabilirim?: Günlük hayatında uygulayabileceğin pratik önerilere yer veriyor, şiddet tehditi ile karşı karşıyaysan nerelere başvurabileceğini paylaşıyoruz.
☕️ deneyimlendikçe demleniyoruz: Toplumsal cinsiyet ve cinsellik temelli şiddetle mücadeleye dair bir düşüncen veya deneyimin var mı? Anonim bir şekilde tabukamu’yla paylaşmak ister misin? Detaylar aşağıda!
flört şiddeti: Flört şiddeti, duygusal, romantik veya cinsel ilişkilerde gerçekleşen şiddet durumlarına denir. Flört şiddeti fiziksel, psikolojik, sözlü, dijital, ekonomik ya da cinsel olmak üzere çeşitli şekillerde gerçekleşebilir.
cinsel saldırı: İstenmeyen ve onay verilmeyen tüm bedensel temasları kapsayan bir şiddet türüdür. İstek ve onay haricinde dokunmak, sarılmak, okşamak gibi davranışlar cinsel saldırıya örnektir.
cinsel taciz: Sözlü, bedensel ya da çevrim içi olarak gerçekleştirilebilen, onayın olmadığı cinsel davranışları kapsayan bir şiddet türüdür. Laf atmak, istenmeyen cinsel içerikli mesaj göndermek gibi davranışlar cinsel tacize örnektir.
nefret söylemi: Ön yargı, yabancı korkusu/düşmanlığı, ayrımcılık, cinsiyetçilik, LGBTİ+fobi gibi unsurlardan beslenen; insanlara ya da gruplara yönelik nefret içeren söylemler.
nefret suçu: Bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsel kimlik gibi ön yargı doğurabilecek nedenlerden ötürü işlenen, genellikle şiddet içeren suçlar.
toplumsal cinsiyet temelli şiddet nedir? ❌
Toplumsal cinsiyet temelli şiddet insanların cinsiyet kimliği, cinsel yönelim veya cinsiyet ifadesine dayandırılarak maruz bırakıldığı şiddet türüdür. Geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri, bu rollere uygun düşünce ve davranış kalıplarına ve belli kimlik özelliklerine sahip insanlara daha fazla güç ve ayrıcalık tanır. Bu güç ve ayrıcalığın şiddet davranışları ile diğer insanlar üzerinde kullanılması, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete sebep olur. Şiddet fiziksel, psikolojik, sözlü, çevrim içi, ekonomik ve benzeri olmak üzere çeşitli şekillerde gerçekleşebilir.
Sebuka’nın kurucusu Avukat Aslı Karataş ile yaptığımız röportajda Aslı, bu tanımı şöyle genişletiyor:
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, bir insanın atanan toplumsal cinsiyet rolü sebebiyle şiddet eyleminin faili (şiddeti gerçekleştiren insan) ya da maruz kalanı olması demek. Bu bağlamda bu tanım oldukça önemli. İstanbul Sözleşmesi’nden önce uluslararası metinlerde “kadına yönelik şiddet” (violence against women) olarak gördüğümüz kavramı, İstanbul Sözleşmesi ile birlikte “toplumsal cinsiyete dayalı şiddet” (gender based violence) olarak görüyoruz. Bu birkaç açıdan önemli. Öncelikle cinsiyet kimliğine dayalı şiddeti ikili cinsiyet rejimi ile sınırlı tutmaması ve daha geniş bir çerçeve sağlaması açısından önemli. İkinci olarak da şiddetin sadece maruz kalanının değil, failinin de bu şiddet eyleminin faili olması altında toplumsal cinsiyetinin yatıyor olması açısından önemli. Yani şiddet uygulayan erkekler de tanımlanan erkeklik kalıpları sebebiyle şiddet faili demenin bir yolu.
İstanbul Sözleşmesi’ni neden unutmamalıyız? ✊
İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar yürürlüğe girmesini ve pratikte uygulanmasını talep etmek hakkımız!
Aslı Karataş’a toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı Türkiye’de ne tür yasal düzenlemeler olduğunu sorduğumuzda 6284 sayılı Kanun, Türk Ceza Kanunu ve Türk Medeni Kanunu’ndan bahsediyor; ve İstanbul Sözleşmesi’ni hatırlatıyor.
Bu konudaki en temel yasal düzenlememiz elbette ki 6284 sayılı Kanun, gözümüzün nuru. Zaten bilindiği üzere İstanbul Sözleşmesi taraf devletlere bu konuda bir iç hukuk düzenlemesi yapılmasını öngördüğü için çıkarılmış bir kanun. Bunun dışında elbette ki Türk Ceza Kanunu’nda da Türk Medeni Kanunu’nda şiddete yönelik düzenlemeler var. Fakat toplumsal cinsiyete dayalı olma kısmına dair özel düzenlemeleri 6284 sayılı Kanun’da görüyoruz.
1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nin sözleşmenin Türkiye tarafından 2021 yılında feshedilmesine karar verilmişti. Peki neden hala bu sözleşmeden bahsediyoruz? Çünkü;
İstanbul Sözleşmesi yaş, dil, din, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimden bağımsız olarak herkesin şiddetsiz bir yaşam sürebilmesi ve şiddetten korunması adına hazırlanmıştır. Bu sözleşme seni şu tarz durumlara karşı korumayı amaçlar:
Ev ya da aile içi şiddet,
Okul, sokak, toplu taşıma, hastane gibi kamusal ya da özel alanlarda yaşanabilecek şiddet,
Her türlü fiziksel, psikolojik, cinsel ve dijital şiddet,
Çocuk yaşta, erken ve zorla evlendirilme,
Israrlı takip, mobbing ve benzeri sürekli devam eden şiddet.
İstanbul Sözleşmesi, herkesin şiddetsiz ve adaletli bir yaşama erişebilmesi için verilen mücadelede önemli bir araçtır. Bu yüzden, her ne kadar feshedilmiş olsa da, İstanbul Sözleşmesi’ni hatırlamak ve bu sözleşmenin tekrar yürürlüğe girmesini ve pratikte uygulanmasını talep etmek hakkımızdır!
toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı ne yapabilirim? ⚖️
‘eşitlik yoksa şiddet var’
Toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı ne yapılabileceğini sorduğumuzda Aslı Karataş şöyle söylüyor:
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önüne geçmenin tek bir çaresi var, o da toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak. Eşitlik yoksa şiddet var. Bu kadar net bir formül var aslında.
Sen de bu eşitliği desteklemek için günlük hayatında şunları uygulayabilirsin:
Toplumsal cinsiyet ve cinselliğe ilişkin hak ve özgürlükler hakkında doğru kaynaklardan bilgi edinmek,
İnsanların doğru bilgiye erişimini desteklemek,
Cinsiyetçi, ayrımcı, kadın düşmanı, homofobik veya transfobik şakalarda, söylemlerde ve eylemlerde bulunmamak,
Onay kavramı hakkında bilgilenmek ve onayları olmadan insanlara dokunmamak,
İnsanlarla saygılı, kapsayıcı ve güvenli bir iletişim kurmak.
Şiddetle mücadelede ne tür haklarımız olduğunu nasıl öğrenebileceğimize ilişkin Aslı Karataş şöyle söylüyor:
Şiddetle mücadelede yine kılavuz dokümanımız 6284 sayılı Kanun. Herkesin mutlaka o kanunu okumasını öneririm. Koruyucu tedbirler, önleyici tedbirler her biri ayrıntılı şekilde kanun metninde yer alıyor. Şiddet tehdidi altındaysanız bu kişinin evinize yaklaşmaması, sizi telefon veya diğer iletişim kanalları ile rahatsız etmemesi, silahını teslim etmesi gibi taleplerle koruma talep edebilirsiniz. Herhangi bir karakola bu talebi iletmeniz mümkün ancak kararı verecek olan Aile Mahkemesidir. Mahkeme talebinizi inceler ve hangi koruma kararının ne süreyle verileceğine, verilip verilmeyeceğine kendisi karar verir. Koruma en fazla 6 ay için verilebilir. Durumun şartlarına göre uzatılabilir.
Yine kanun kapsamında kurulması gereken Şiddet Önleme Merkezleri (ŞÖNİM) bu konuda bilgi ve destek alabileceğiniz yerler. Baroların Kadın Hakları Merkezleri özellikle büyükşehirlerde bu alanda çok aktif çalışmalar yürütüyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ALO 183 hattı Arapça ve Kürtçe bilen personeli ile 7 gün 24 saat hizmet veriyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına kimliğinizi gizleme imkanı da yer alır şekilde e-devlet üzerinden ihmal, istismar ve şiddet vakaları veya töre ve namus cinayetlerinin önlenmesi için ihbarlarda bulunmak da mümkün.
Toplumsal cinsiyet ve cinsellik temelli şiddetle mücadeleye dair bir düşüncen veya deneyimin var mı? Anonim bir şekilde tabukamu’ya anlatmak ister misin?
Bizi sosyal medyada takip ediyor musun?: Instagram 🎞 TikTok 🪩 Twitter 🦩