Okuma süresi: 8 dakika
Selam! Bir önceki sayıda 2024’te tabukamu’da seni nelerin beklediğinden bahsetmiştik ve yeni yıl heyecanımızı paylaşmıştık. Üzerimizdeki bu yeni yıl heyecanı hiç bitmesin istiyoruz, bu yüzden bu sayıda da 2024’ten konuşuyoruz. Fakat bu kez senden bahsediyoruz! Yeni yılda kararlarında sana destek olacak heyecanlı bir haber paylaşıyoruz, senin gibi gençlerin yeni yıl beklentilerini mercek altına alıyoruz ve mikrofonu sana uzatıyoruz!
bu sayıda neler var?
👋 Sağlıklı kararlar almana destek olacak tabukamu karakterleri yenilenmiş versiyonları ile tekrar aramızda!
💖 Leylekler Yalanmış köşemizde bu ay yeni yılda 20’liklerin cinsellik ve ilişkilerden beklentilerine ‘ay hadi inş’ diyoruz.
📮 Mikrofon sende: 2024’te tabukamu’da neler görmek istersin? Kısacık anketimize katılmaya davetlisin.
seni daha sağlıklı kararlar almana destek olacak 6 karakterimizle tanıştıralım! 👋
tabukamu’nun yenilenmiş 6 karakteri yeni yılda yanında!
Cinsellik, beden ve ilişkilerine dair karar alırken bazen kafanın karıştığı oluyor mu?
Yapmak istediklerin ya da yapman gerektiğini düşündüklerin arasında kararsız kalıyor musun?
Herkesin, onun, bunun değil, senin için önemli olanlara göre karar vermek mi istiyorsun?
İşte tabukamu’nun karakterleri bu durumlarda sana destek olmak için var! Tanıştıralım (soldan sağa doğru):
Mantık
Duygu
Toplumsal Değerler
Akran
Kişisel Değerler
Dürtü
tabukamu kurulduğundan beri ara sıra beliren karakterlerimizin ilk versiyonlarını hatırlıyor olabilirsin. Bu karakterler kararlarımızı etkiler, bazen harekete geçirir, bazen durdurur. Hepsinin ayrı bir sesi vardır; bazen bazılarının sesini diğerlerinden daha çok ya da daha az duyuyor olabilirsin. 2024’te bu seslerin neler olduğunu daha çok tanıman ve kulak verebilmen için hepsiyle tanışmanı isteriz, çünkü bu karakterler senin de bir parçan!
RNW Media’nın sunduğu Dijital Cinsellik Eğitimi İçerik Üreticileri Platformu Yenilik Ödülü’nü (Digital Sex-Ed Content Creators Hub Innovation Award 2022) almaya hak kazanan 3 takımdan biri olmuştuk. Bu şahane ödül sayesinde sevgili Nurbanu Kılıçer ile çalışıp bu karakterleri yeniledik. Peki bu karakterler kim gerçekten? Sözü fazla uzatmadan mikrofonu kendilerine bırakıyoruz:
Mantık: Seçimlerimiz ve kararlarımızın rasyonel boyutunu oluşturur. Mantığa başvurarak bir olayın artılarını, eksilerini, olası sonuçlarını ve alternatif senaryolarını önceden düşünebilir; buna göre hareket edebiliriz. Mantığı bir matematik problemi çözmek gibi de düşünebilirsin! Bazen 2+2’nin cevabını bilmek hayatta planlar yapmanı kolaylaştırabilir. Mesela yağmurlu bir günde ıslanmamak için şemsiye alıp çıkmak mantıklıdır. Fakat mantık, her zaman her şeyin en doğrusu değildir. Çünkü bazen de sadece yağmurda ıslanmak istersin ve yanına şemsiye almazsın!
Duygu: Bazen duygularımızı dinleriz, bazen dinlemeyi unuturuz, bazen dinlemek istemeyiz, bazen de ismini koymakta zorlanırız ama her zaman bizimledirler. Mutlu, huzurlu, neşeli, heyecanlı, öfkeli, incinmiş, utanmış, tiksinmiş, suçlu, kaygılı… Hepsinin yoğunluğu zaman zaman değişebilir, bir duygudan diğerine geçebileceğin kadar akışkan olabilir ve bir anda birden fazla duygu hissedebilirsin. Duygular seninle yolculuk eder, bazen nereye gitmen gerektiği konusunda ipucu verir, bazen de sadece öylece durup seni seyreder.
Toplumsal değerler: Bazen aklından bir fikir geçtiğinde kendini “elalem ne der?” diye düşünürken bulabilirsin. Sokaktaki, otobüsteki, parktaki ya da çevrendeki insanların belli bir konuyla ilgili genel görüşleri, alacağın kararları etkileyebilir. Bu görüşler bazen karar almanı kolaylaştırabilir, bazen korkutabilir veya daha da çok kafanı karıştırabilir. Toplumsal değerlere göre belli doğrular ve normaller vardır. Belli bir çevrede yaşayan insanların, özellikle kamusal alanlarda bu değerlere göre yaşamaları ve davranmaları beklenir. Fakat her insan bütün toplumsal değerleri benimsemek ve onlara tamamen uymak zorunda değildir.
Akran: Okulda, mahallede, gittiğin kursta yaşına yakın olan o kişiye akran denir. Akranlar tavsiyeler verebilir; bu tavsiyelerin işe yaradığı veya yaramadığı zamanlar olur. Akranlar destek verebilir; bu desteğin iyi hissettirdiği veya yeterli gelmediği zamanlar olur. Akranlar düşüncelerini paylaşabilir; bu düşüncelerin heyecanlandırdığı veya yargılanmış hissettirdiği zamanlar olur. Akranlar, kendi dönem ve yerlerindeki trendleri takip eden veya belirleyen insanlar olabilir.
Kişisel değerler: Hayatımız boyunca yaşadığımız deneyimler; aile, arkadaş ve çevremizden gördüklerimiz; öğrendiklerimiz ve deneyimlerimize yüklediğimiz anlamlar sayesinde benimsediklerimiz, kişisel değerlerimizi oluşturur. Zaman içerisinde edindiğimiz yeni bilgi ve deneyimlerle kişisel değerlerimiz değişebilir, dönüşebilir ve esneyebilir. Başkalarının sınırlarını ihlal etmediği sürece, değerler arasında “şu daha iyidir”, “bu daha kötüdür” gibi bir karşılaştırma yapamayız. Kişisel değerler, başkalarının yaşam biçimlerine müdahale etmek için değil, kendi yaşam biçimini belirlemeye destek olmak için vardır.
Dürtü: Bazen dürtülerin hoşuna gitmez, onu duymamak için kulaklarını kapatırsın. Bazense söyledikleri hoşuna gider, seni harekete geçiren bir güce, davranışa dönüşür. Bir koku, bir ses, bir görsel dürtülerini uyandırabilir. Bazen dürtülerini çok yoğun şekilde hissedebilirsin. Bazense sanki sadece aklının ucundan geçer ve gider. Dürtülerin, mantığına, duygularına, kişisel veya toplumsal değerlere aykırı olabilir. Bundan dolayı kafa karışıklığı yaşayabilirsin. Dürtü, sürekli dinlemen ya da kaçman gereken bir şey değil, senin bir parçandır.
20’likler 2024 yılı için bedenleri ve ilişkileri hakkında nasıl kararlar vermişler? 💖
Kendini sevmek ve başkalarını sevmek birbiriyle bağlantılı.
Yazı: Yasmin Güleç,
Her yeni seneye başlarken, kendimize bazı sözler veririz. Bunlar kimi zaman daha elle tutulabilir aktiviteler olur; ‘X ülkesini ziyaret et’ ya da ‘bu sene 20 kitap oku’ gibi… Kimi zaman da daha içe dönük olur; ‘kendine zaman ayırmayı unutma’ ya da ‘yüzleşmelere daha açık ol,’ gibi. Yıllar geçtikçe ‘elle tutulabilir’ ve ‘içe dönük’ olarak adlandırıp ayırdığım bu kategorilerin birbirini ne kadar beslediğini çok daha iyi anlıyorum.
Her gün yürüyüş yap diyoruz mesela kendimize. Eee yürüdükçe içimizde de bir şeyler oluyor. Yürüdükçe hayatın değişiyor, kendinle barışıyorsun, kafanda büyüttüklerini çözümlüyorsun (bknz. Erling Kagge’nin Yürümek: Adım Adım adlı kitabı). Öğreniyorum ki, yeni yıl kararları verirken, bütüncül düşünmek gerekiyor. Çünkü etkileri de bütüncül oluyor.
Bu yaklaşım bizim kendi ilişkilerimizde de kendini gösteriyor. Bedenimizle ilgili kararlarımız ve bakış açılarımız, çoğu zaman başkaları ile de ilişkilerimizi etkiliyor. Güzel hayat isteyen, güzel insan biriktirsin derler ya? En başında o güzelliği kendimizde de bulabilmemiz gerekiyor, sanırım. Bu nedenle benim en temelinde 2024 için kendimden beklentilerimden biri bedenimle ve ilişkilerimle barışık olmak, olduğu gibi yaşamak ve açık olmak. Bedenimle ve hissettiklerimle açık olduğumda, ilişkimde de bu açıklık ve netlik kendini gösteriyor. Bu da bence çok sağlıklı ve keyifli bir ilişkinin yapı taşlarını oluşturuyor. Ama beni dinlediğiniz yeter, bakalım başka 20’likler 2024'ten cinsellik, beden ve ilişkilere dair neler bekliyor?
23 yaşındaki müzisyen Deniz, bedenini tanımak üzerine odaklanmaya karar verdiğini paylaşıyor. “Beden tanıma ve beden farkındalığı konusuna kafa yormaya başladım. Somatik egzersizler ve pilates gibi aktivitelere başladım. Cinsellikten aldığım zevki de artıracağını düşünüyorum,” dedi. Deniz de bu bütünsel yaklaşımı içselleştirmiş. En temelinde kendi zevklerini daha iyi tanıdığı, güven ve tutku hissettiren bir partner ile hayatını geçirmek varmış.
Geçtiğimiz yıllarda popülerleşen ve hatta kapitalist tüketim kültürünün ortasına konumlandırılmış ‘self-love’ akımı birazcık da olsa rayından çıkmaya başladı. Şaşırmadık. 21. yüzyılda önemli bir konuyu alıp, evirip, çevirip, ürünleştirip, bağlamdan çıkarma konusunda çok yetenekliyiz. Time’da için yazdığı makalede psikolog Maytal Eyal, bu anlamını yitirmiş ‘kendini sevme’ konseptinin daha da yalnızlaştırabileceğini belirtiyor. Yani en özet şekilde, ‘kendim kendim kendim,’ diye gezersek, sadece kendi ihtiyaçlarımızı önceliklendirirsek tabii ki sevdiklerimizden soyutlanırız. Eyal ‘kendini sevmek’ ve ‘kendine odaklı olmak’ arasındaki farkın altını çiziyor. 1965 yılında Erich Fromm tarafından yazılmış Sevme Sanatı’ndan (The Art of Loving) bir alıntı paylaşan Eyal, ilk anlamı ile kendini sevebilmenin öneminden bahsediyor;
“Başkalarını sevmek ve kendimizi sevmek birbirinin alternatifi değil. Tam tersine, başkalarını sevmeyi başarabilenlerde, zaten kendilerine duydukları bir sevgi bulunmaktadır.”
Kendini sevmeden başkasını sevemezsin diyor Fromm. Çok da haklı. Kendimizi sever, kendimize değer verir, sınırlarımızı, sevip sevmediklerimizi daha iyi bilirsek, başkaları ile ilişkilerimiz de daha güçlü ve sağlıklı olur.
25 yaşındaki mimar N, iletişime odaklanmaya karar vermiş.
“Sohbet ve muhabbetin önemini unutmayacağım ve ondan kaçmadığım bir yıl olsun. Şimdiye kadar bir ilişkim olmaması, olmayacağı anlamına gelmiyor ama zorla oluşturulacak diye de bir şey yok. Kiminle ne zaman nerede tanışacağını asla bilemezsin, o yüzden kendimi güvende ve rahat hissettiğim müddetçe konuşmaya açık olma kararı aldım,” dedi.
26 yaşındaki içerik yazarı J, bu seneden beklentilerini birkaç kelime ile özetliyor. “yakınlık, saygı, kafa rahatlığı, anlayış, aşk, kendini ve karşı tarafı tanıma, ve dürüstlük.”
Kendimize ve çevremize sevgi yaydığımız, kendimizi tanıdığımız ve güzel, besleyici ilişkiler kurduğumuz bir sene olsun.
Yasmin’in kurucusu olduğu 20’liği buradan takip edebilirsiniz.
2024’te tabukamu’da neler görmek istersin? 📮
fikirlerine ihtiyacımız var!
tabukamu’da cinsellik, ilişkiler ve benzeri birçok konuda içerik var. Bunlara yenilerini eklemeden önce 2024 yılında fikirlerini tabukamu’nun projelerinde göz önünde bulundurmayı çok isteriz. 5 dakikanı bile almayacak kısacık anonim anketimize aşağıdaki butona tıklayarak ulaşabilirsin!
Bizi sosyal medyada takip ediyor musun?: Instagram 🎞 TikTok 🪩 Twitter 🦩